Published January 6, 2025 | Version v1
Journal article Open

Kentlerde Sosyal Adalet ve Kentsel Tarım İlişkisi

  • 1. Sürdürülebilir Eşitlik ve Sosyal Araştırmalar Derneği

Description

Kentlerin, farklı kültürleri sınırlarında barındırması ve sunduğu imkanlar, hizmetler ve fırsatlar sayesinde, her geçen yıl dünya nüfusu için cazibe merkezi olma özelliği artmaktadır. Küresel ölçekte devam eden kentleşme eğilimi, Türkiye'de de benzer şekilde etkisini göstermektedir. Dünya Bankası verilerine göre, dünya nüfusunun yaklaşık %50'si kentlerde yaşamaktadır ve bu oranın 2050 yılı itibarıyla %75'e ulaşması öngörülmektedir. Türkiye'de ise 2022 yılı itibarıyla nüfusun %77'si kentlerde ikamet etmektedir. Bu demografik dönüşüm, farklılıkların yönetimi, sosyal entegrasyon ve çok kültürlülük gibi kavramların giderek daha sık tartışılmasına zemin hazırlamaktadır. Bununla birlikte, kentlere yönelen göç dalgaları sonucunda ortaya çıkan istihdam, eğitim ve barınma gibi temel ihtiyaçların karşılanması, kentlerin karşı karşıya kaldığı başlıca sorunlar arasında yer almaktadır. Söz konusu sorunların toplumsal düzlemdeki yansımaları, dışlanma ve sosyal eşitsizlik biçiminde kendini göstermektedir. Kırsal bölgelerden kentlere göç eden bireylerin değişen ihtiyaçları ve bu ihtiyaçları karşılama mekanizmalarına adaptasyon eksiklikleri, sosyal adaletin zedelenmesine ve eşitsizliklerin derinleşmesine zemin hazırlamaktadır. Özellikle kentlerde, kamusal alanlarda farklı yaşam tarzlarına, geleneklere, sosyal statülere ve inanç sistemlerine sahip bireylerin bir araya gelmesi ve etkileşimde bulunması, kent yaşamının doğal ve kaçınılmaz bir sonucu olarak değerlendirilmektedir. Kentleşme hızının yüksek olduğu yerleşim alanlarında, ülke veya şehir fark etmeksizin, benzer sosyal ve ekonomik sorunların ortaya çıktığı görülmektedir. Bu süreç, göçle gelen nüfusun ihtiyaçlarının karşılanmasında yetersizlikler, sosyal eşitsizlikler ve toplumsal uyum sorunları gibi meseleleri beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda, kentsel politika yapıcıların geliştirdiği çözüm önerileri, bireylerin kendilerini ifade edebileceği, toplumsal katılımın desteklendiği ve bu süreçte kimliksizleşme riskinin önüne geçilmesini hedefleyen yaklaşımlar içermelidir. Katılım süreçleri yalnızca bireysel ifade özgürlüğü değil, aynı zamanda kent halkının dayanışma ve sosyal bütünleşme süreçlerine aktif olarak dahil olmasını sağlamalıdır. Bu çalışmada, kentsel adaletin sağlanmasında kentsel tarım uygulamalarının etkisi üzerinde durulacaktır. Kentsel tarım, kent halkının bir arada yaşamasını destekleyen, eşitlik ve sosyal adalet kavramlarının gelişimine katkıda bulunan bir araç olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, kentsel adaletin gerçekleşmesine yönelik pratik bir çözüm aracı olarak kentsel tarımın sunduğu potansiyel değerlendirilecektir.

Files

JSESR 2(1)_6_Yalçıntaş.pdf

Files (515.9 kB)

Name Size Download all
md5:ebdcad58ed5703e2ff9e42e2b5597470
515.9 kB Preview Download